Pazar, Ocak 21, 2007

BARLA'DAN ÜSTADIM BEDİÜZZAMAN'A MEKTUP

Barla'da çift Gökkuşağı

Memleketindeydim Üstadım;

Barla ebediyen senin artık.

Evine gittim, baba evine gider gibi

Ulu çınar seni çok özlemiş.

Senin baktığın yerlere, gördüğün dağlara, Barla denizine, Çam dağından ötelere baktım,gözlerinle buluşmayı umarak.

Rabbim ikram etti; elektrikler kesildi bir gece,hava berrak..böyle mi görürdün Üstadım, Çam dağında yıldızları?..

O kuş sana da böyle mi şakıdı? İşlekler vardı; zaman zaman kuşların sözüne karışan .Boşverin dedim, sizin işiniz başka..Mor dikeni görmüş müydün sen de?

Başlarını okşadığın çocukların ellerini öptüm.

Talebelerini, kardeşlerini gördüm; akın akın geliyorlardı, senin anılarını taşıyan herşeye müteveccihen, iştiyakla.Termosundan cezvene kadar özel eşyaların kartpostal olmuş. Artık bu kadarına ne derdin bilmiyorum ama hoşgör Üstadım; seni ve sana âit olan herşeyi seviyoruz.

Selamün aleyküm-aleyküm selam; herkes dost, herkes ahbab. Muhabbet dalga dalga gözlerde, gönüllerde.

Üstadım öyle güzel âhiret hemşirelerin var ki!. Kafa kafaya verip eserlerini okuyorlar.Bir hakîkat inkişaf edince çocuklar gibi seviniyorlar. Birbirlerinin meziyeti ie iftihar ediyorlar. Tam da senin istediğin gibi.

Sana talebe oldukları için disiplinsiz bulunup mesleklerinden atılan kardeşlerimi gördüm; ziyaretçilere hizmet ediyorlardı. Çok ezildim Üstadım.

Senede bir hafta kalabileceği bir ev satın almış,okuma kamplarına tahsis etmiş kardeşlerimi gördüm. Bir ev dolusu ev hanımını alıp gelmiş, gece gündüz okuyorlardı. Duyduğum minnet..

Tahavvülât-ı zerrattan Esmâ-i İlâhiye, Esmâ-i İlâhiden Nûr-u Muhammediye, Nûr-u Muhammedîden âyine-i Samede bulduğun yoldan yol alan kardeşlerimi gördüm (Hakan Yalman) Zannediyorum görsen; ellerini birbirine vurup; tam tam kardaşım derdin.Bu hakîkatlerin hakîkatini, ve daha pekçok sorunun cevâbını dâr-ı bekâda bulmak ve anlamak, en büyük emellerimden; himmet et Üstadım!..

Abbas Mehmed'in kızı Azime'ye bir mandalina göndermişsin; '' hastaymış, bunu yesin'' diye. O da bana bir şeftali verdi, senin hatırın için..

O ve İbrahim'in kızı Hatice'nin beni ''gülü gülü'' deyip uğurlamalarından önce birbirimize, sana komşu olmayı diledik.

O sırada gençler; evlatların,ellerinde çay malzemeleri, piknik tüpleri ile senin gitiğin yollardan Çam Dağına yollanmışlardı.Dualar ettim içimden, yolları hep açık olsun diye.

Ali İhsan Tola Ağabey, Çam dağında yanına geldiğinde '' sineklerime dokunmayacaksınız'' demişsin. Sinekler hatırı sayılır sondajcılarmış ve vurdukları yerden Asâ-yı Musâ gibi kan fışkırtıyorlarmış ama O seni dinlemiş.O gün bugün ne O sineklere, ne de sinekler Ona ilişmiyormuş.

Bütün bunları sana bizzat anlatmayı, senin anlatacaklarını da dinlemeyi çok istiyorum; himmet et Seyda!.. 12-temmuz

Etiketler: ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa