ÇİN
“İlim Çin’de dahi olsa arayınız ve bulunuz”( Acluni, Keşf'ü-l Hafa, I. 138) Hadis-i Şerifin bugüne de bakan bir hikmeti vardır elbet diyerek,vâki bilimsel toplantı dâvetini ikiletmeden kabul ettik. Düştük ilim aşkıyla yollara.
Yola düştük dediysek de, zamâne nimeti uçakla, göklere çıktık aslında.Üstteki bunun, yaklaşık Moğolistan üzerindeki resmidir.Türkiye'ye göre sabahın 5 'iydi..oralarda 9-10 civarıydı.
Yola düştük dediysek de, zamâne nimeti uçakla, göklere çıktık aslında.Üstteki bunun, yaklaşık Moğolistan üzerindeki resmidir.Türkiye'ye göre sabahın 5 'iydi..oralarda 9-10 civarıydı.
Lokanta deyince;herkesin merak edip sorduğu yemek mevzuuna da temas edelim;
Efendim, nüfus kalabalık, tarih boyunca yoksulluk, felaket eksik olmamış.Dolayısıyla insanlar ne bulursa yemek zorunda kalmış. Sonra da,bunlar alışkanlık haline gelmiş.Rehberin yorumu yaklaşık olarak böyleydi. Mesela, sel baskınlarından sonra, çamur altından evlerini kurtaran insanlar, kararıp-küflenmiş siyah yumurtaları bulup yemek zorunda kalmış..sonra o siyah yumurta bize göre mâlum nâhoş kokusuna rağmen, onlarda bir yemek çeşidi olmuş..(Ben görmedim,yemedim..) Deniz mahsulleri ve yeşilliklerle idare ettik.Zira, ehl-i kitap olmadıklarından kestikleri bize câiz değil.Meşhur pekin ördeği yapan üç katlı bir restoranda millet iştahla ördek yerken biz, onun dışındakilerle nefis körledik. Aç kaldık dersek yalan olur.
Biz Pekin'e gittik.Yani çince adıyla Beijing'e..Türkçesi, kuzeyin başşehri..eski başkent nanjingmiş.(Güneyin başkenti).Kralın biri burası daha güvenli diye başkenti buraya taşımış.
Burda bulunan,Yazlık Saray, Yasak Şehir, Çin Seddi ni gezdik.Tiananmen meydanına teğet geçtik. Zira Avrupa_Asya Ekonomik toplantısı vardı..ve giriş yasaktı.
Bugün Çin'in nüfusu 1.4 milyar..Pekin'in nüfusu da 14 milyon..heryer kalabalık..kalabalık..ben de çok kalabalıkları sevmem..hele fotoğraf çekerken..Resimde gördüğünüz, bir dönem memeleketi idare eden,bir imparatoriçenin yaptırdığı yazlıksaray dan bir kesit..Gel de bu kalabalıkta gez..Fotoğraf çek..
Neyse, gene de çektik. Bu imparatoriçe hanımefendinin yürüyüş kulvarı. Şemsiye ihtiyacı olmadan, açık havada yürümesi için yaptırılmış gölgelikli yol.Toplam 7-800 m.imiş yanlış hatırlamıyorsam. Bayağı sportmenmiş bence. İki tur yapsa günlük sporunu karşılar. Ve dünyada türünün en uzunu imiş bu yol..
Bu da yine yazlık sarayın sûni göleti..Mubarek göl değil deniz..Taşıma suyla bu kadar olur..Hanımefendiye özel inci üretmekten tut, tekne safâsına kadar muhtelif maksatlara hizmet etmiş..
Arka plandan başlayalım. Saray göletinde,mermerden inşa edilmiş gemi maketi. Seyirlik. Ortadaki ben..Temel gibi diyecek olursak; yandaki kim?..
Ben gemiye bakıp fotoğraf çekmeye çalışırken, hırpani kılıklı, yaşlı çinli, ''pen-pen'' diye seslendi..''Ya bu laz olamadığına göre, kalem istiyor'' diye cebimdeki kalemi uzattım. Elimden kapmasıyla, elindeki metal kalemle üzerine bişeyler yazmaya başlaması bir oldu..Sonra sarı birşeyle üzerini karaladı..ve buna uzatıp ''ten yuan..'' dedi..''Kalem sende kalsın'' deyince bozuldu..Neyse; kendi kalemimize 2.5 ytl verip geri aldık..Üzerine Çince, ''iyi dileklerle'' ve günün tarihini kazıyıvermişti.Okuma bilmesini bile ummadığımız yaşlı Çinli..Siz varın gerisini düşünün..
Çin'in 2000 sene dünyadan sakladığı ipek böceğinin marifeti; ipek imalathanesindeyiz. Kozalardan ip sarılıyor.
Kızlar ipek yorgan içi hazırlıyor. Burada öğrendim ki; İki çeşit koza varmış: İçinde tek kurtçuk olan. Bundan ip ve kumaş yapılırmış. Bir kozadan 1km.ip çıkarmış. İki kurtçuklu kozadan ise, resimde görüldüğü gibi yorganlar yapılırmış.Bu da bana câiz değil diye almadım.Yoksa, ücretleri faydalarına göre mâkuldü.
Vee geldik Yasak Şehir'e. Aslında saray. Fakat yanına yaklaşmak dahi halka yasak olduğu için, adı yasak şehire çıkmış,İmparatorluk sarayı. 7000m2' ye kurulu dünyanın en geniş sarayı. Yapımında 1 milyon kişi çalışmış. 9999 odaya sahip. İnançlarına göre, tanrılarının sarayından 1 oda eksik. Vaktiyle kendi halkına yasakmış ama, bugün bütün dünya milletleri akın akın geziyor..Çok temiz ve bakımlı olduğu söylenemez. Bakımla bitecek gibi de değil zaten..
İç içe avlular, binalar..gez gez bitmiyor. Seyredenler hatırlar; meşhur son imparator filminin pek çok sahnesi burada çekilmiş.
İç içe avlular, binalar..gez gez bitmiyor. Seyredenler hatırlar; meşhur son imparator filminin pek çok sahnesi burada çekilmiş.
Binalar ahşap olduğu için, çok yangın geçirmiş, resimdeki itfaiye(!) kazanlarına rağmen..
Diyeceksiniz ki bu ne? İmparatorluk Çininde, insanlar gibi binaların da rütbeleri varmış. Bu köşeler de apoletleri ve makamlarını gösteren heykelcikler..
Yasak şehrin surları yetmezmiş gibi, onu çevreleyen geniş su kanalı.
Bunlar da; Çin askeri. Çin seddini biz gezmeye giderken,onlar da eğitimden geliyordu.
Ve Çin seddi. Sınırlarını dışardan gelen akınlara korumaya çalışırken, kendi halkının da, zulümden dışarı kaçmaması için 1 milyon insanı telef ederek yapılan zulüm abidesi. Aslı 6000 km.uzunluğunda, restore edilen kısmı 6km. Bir zamanlar sınırları ayırırken, bugün yılda 8 milyon insanın sınırları aşıp gelmesine sebep olan duvarlar.
Bu arada,uzaydan görüldüğü de yalan. 5km yaklaşana kadar seçilmiyordu bile. Nerde uzaydan görülecek!..Nihayet 4m eninde, 2-4 m.yüksekliğinde bir duvar, dağlar üzerinde. Zaten Çinli bir kozmonot da görülmediğini söylemişti.
Bu resim,duvarların yukarısından, komünist Çin'in, Kapitalistlerin parasını almak için, askeri tesis olmaktan çıkarıp, otel yapmaya karar verdiği vadi..
45' durmadan tırmandım..Ancak en yukarı çıkabildim..Ve kalabalıklardan kurtuldum. Zira yukarı doğru çıktıkça kalabalık azalıyordu. Ama, nasıl geri döndüğümü ben biliyorum. 50 yuan fazla kazanmak için, teleferikli kapıdan bize bahsetmeyen rehberlerin alacağı olsun. Yürümek birşey değil; surların dışından resim daha güzel olurdu..
Yılların komünizminin, bâtıl bile olsa inançları ortadan kaldıramadığının resmidir. Çin seddinin zincirlerine bağlanmış dilek çaputları ve asma kilitler!.
Çıkmasak da, karşı yamaçta uzanan duvarlar..
Dağa yukarı akan insan seli..
Sondan bir gün önceki akşam, bir Uygur lokantasına götürüldük. Midemiz bayram etti. Tahkik ettik; İslamî usûle göre kendilerinin kestiklerini söylediler. Kendilerince müzik ve dans gösterisi de extradan..Bana çok hitap etmese de..
Bu hitap eder tabii..Ne de olsa serde sporculuk var.
Tek kol, iki parmak üzerinde şınav..İnsanoğlunun neye yoğunlaşırsa, o alanda gelişme sınırını gösteren bir örnek..Denemeye kalkmayın!..
Bu da komünist Çinin cilalı yüzü..Pekin caddeleri.
Mao'nun mozolesinin olduğu bina ve üstünde resmi. Komünist Çin'in kurucusu ve kurduğu rejim devam ediyor olmasına rağmen, adamın ne heykeline, ne adım başı resimlerine rastladık..Bazı şekilperest, heykelperestlerin kulakları çınlasın..Kim daha demokrat, kim daha komünist anlayamadım.
Dünya-ahiret yolculuğunuzda sağlıklı seyahatler dilerim..
Etiketler: Çin, Seyahat, Tarih, Tefekkür..
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa