AĞUSTOS SICAĞINDA,BAHAR ŞİİRİ
Bugün sevdiğim bir abim aradı..''Senin gibi,fotoğraf ve diğer bedii sanatlara meraklı ve kabiliyetli-burada,tevazu manasında,estağfirullah diyoruz- bir meslektaşımızın,İstanbulda Erguvan zamanı mevzulu bir sunumu olacak.Bu vesileyle senin Emirgan Korusunda yaptığımız kahvaltılı buluşmadan mülhem şiirinden bahsettim.Onu tekrar gönderir misin'' dedi..Biz de -yine estağfirullah..-şiir kim?biz kim..bizimki, yaşanmış bir günün serbest vezinle tasviriydi..falan dediysek te..o ki,bir dostun zihninde yer edecek kadar şiirsi imiş..sizinle de paylaşayım istedim.Buyrun,önce okuyunuz,sonra resimlere bakınız..sonra tekrar resimlere bakarak okursanız,siz de o günü bir nebze yaşarsınız..bu sıcakta fena da olmaz..
Başlıyor hafif bir nisan yağmuru .
Bir sevinç kaplıyor bütün koruyu..
Damla damla iniyor rahmet,
Ayırmadan ıslatıyor, yaşı-kuruyu.
Meşelerden, at kestanelerinden,
Coşkuyla fışkırıyor açık yeşil filizler, püskül püskül.
Cilveleşerek daldan dala uçuşuyor kuşlar,
Az ötede, açmakta olan goncaya,
Serenad yapıyor bülbül.
Kimbilir böyle kaç bahar yaşadı,
Koca dünya,bu koru ,şu ulu çınar,
Yemek yediğimiz köşk,
Karşımızdaki muhteşem boğaz,
Ve kıyısınca, saraylar- yalılar?
Ve nerede şimdi?
İçinde salınmayınca yar,
Köşkü –sarayı istemeyenler,
Ve salınıp gezen sevgililer.
Emirgan korusundayım,
Mevsim bahar.Akşama erdi gün.
EMİRGANDA BAHAR
Emirgan korusundayım,
Gün ikindi, mevsim bahar.
Ömrüm?
Bilmiyorum,belki de akşam.
Ve aklımda yar.
Seyreyliyorum baharı.
Görüyorum ömürden giden günleri,
Dallarda ,çiçeklerde;
Bir hafta önce tomurcuk olan laleler,
Şimdi solmak üzereler,
Kupkuru olan erguvan dalları,
Çiçeklerini taşımakta zorlanıyor,
Mor salkımlarla beraber,
Hele de süs kirazları.
Sere serpe hercailer,
Neşeyle gülümseyen çuha çiçekleri,
Açılıp solmalarıyla hissettiriyor insana zamanı
Ve,yaşamadan,düşünmeden harcadığı her anı..
Emirgan korusundayım,
Gün ikindi, mevsim bahar.
Ömrüm?
Bilmiyorum,belki de akşam.
Ve aklımda yar.
Seyreyliyorum baharı.
Görüyorum ömürden giden günleri,
Dallarda ,çiçeklerde;
Bir hafta önce tomurcuk olan laleler,
Şimdi solmak üzereler,
Kupkuru olan erguvan dalları,
Çiçeklerini taşımakta zorlanıyor,
Mor salkımlarla beraber,
Hele de süs kirazları.
Sere serpe hercailer,
Neşeyle gülümseyen çuha çiçekleri,
Açılıp solmalarıyla hissettiriyor insana zamanı
Ve,yaşamadan,düşünmeden harcadığı her anı..
Başlıyor hafif bir nisan yağmuru .
Bir sevinç kaplıyor bütün koruyu..
Damla damla iniyor rahmet,
Ayırmadan ıslatıyor, yaşı-kuruyu.
Meşelerden, at kestanelerinden,
Coşkuyla fışkırıyor açık yeşil filizler, püskül püskül.
Cilveleşerek daldan dala uçuşuyor kuşlar,
Az ötede, açmakta olan goncaya,
Serenad yapıyor bülbül.
Kimbilir böyle kaç bahar yaşadı,
Koca dünya,bu koru ,şu ulu çınar,
Yemek yediğimiz köşk,
Karşımızdaki muhteşem boğaz,
Ve kıyısınca, saraylar- yalılar?
Ve nerede şimdi?
İçinde salınmayınca yar,
Köşkü –sarayı istemeyenler,
Ve salınıp gezen sevgililer.
Emirgan korusundayım,
Mevsim bahar.Akşama erdi gün.
Ve aklımda..YAR!
Ömür?Bir anmış bahardan,ya da bir gün.
Sadece, kimine akşam…kimine biraz erken..
Dr.Zekeriya Gür
Ömür?Bir anmış bahardan,ya da bir gün.
Sadece, kimine akşam…kimine biraz erken..
Dr.Zekeriya Gür
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa