SONBAHARDA KATMERLİ BİR GÜNEYDOĞU HAREKATI-G.ANTEP-URFA
Arkadaşlar,
Ben blog yazarımızdan şikayetçiyim.Sizi nelerden mahrum ettiğini bilseniz siz de bana hak verirsiniz.
Şöyleki;daha bloglar icad olmadan,ben ona dedim ki;seyahatlere seni de götüreceğim ama,ben resimleri çekeyim,sen yazılarla bunları anlat.Güzel bir ''resimli seyahatname''miz olsun..fakat o yazmadı,ben resim çekmeye devam ettim.Bu arada,sanatçıya baskı olmazmış,ısrarla yazamazmış vs..bahanelerle,sizleri bütün doğu anadoludan,karadenizden,egeden,hatta kıbrıstan mahrum etti..bilesiniz.
Bu arada beni kandırıp(!)bir güzel gezdi..haberiniz olsun.Şimdi de,Sıla-i Rahimde anons ettiğim üzere son seyahati onun yazmasını bekledim..sağolsun yazmış.Ama,koca seyahati,bir syafacığa sıkıştırdığı yetmezmiş gibi,Katmer gibi,hakkında şiirler yazılan katmerli mühim bir hadise-i taamiyeyi iki satırla geçiştirmiş.Ben de o latif ve leziz taamın resimlerini onun yazısının önüne alarak bu mühim hata ve hürmetsizliği telafi etmeye çalıştım.Resim altı en didaktik(!) yazılar bana,aşağıadaki metin yazarımıza aittir.
KATMER 1
KATMER 2
Ben blog yazarımızdan şikayetçiyim.Sizi nelerden mahrum ettiğini bilseniz siz de bana hak verirsiniz.
Şöyleki;daha bloglar icad olmadan,ben ona dedim ki;seyahatlere seni de götüreceğim ama,ben resimleri çekeyim,sen yazılarla bunları anlat.Güzel bir ''resimli seyahatname''miz olsun..fakat o yazmadı,ben resim çekmeye devam ettim.Bu arada,sanatçıya baskı olmazmış,ısrarla yazamazmış vs..bahanelerle,sizleri bütün doğu anadoludan,karadenizden,egeden,hatta kıbrıstan mahrum etti..bilesiniz.
Bu arada beni kandırıp(!)bir güzel gezdi..haberiniz olsun.Şimdi de,Sıla-i Rahimde anons ettiğim üzere son seyahati onun yazmasını bekledim..sağolsun yazmış.Ama,koca seyahati,bir syafacığa sıkıştırdığı yetmezmiş gibi,Katmer gibi,hakkında şiirler yazılan katmerli mühim bir hadise-i taamiyeyi iki satırla geçiştirmiş.Ben de o latif ve leziz taamın resimlerini onun yazısının önüne alarak bu mühim hata ve hürmetsizliği telafi etmeye çalıştım.Resim altı en didaktik(!) yazılar bana,aşağıadaki metin yazarımıza aittir.
KATMER 1
KATMER 2
KATMER 4 (YEMEDEN ÖNCE SEYRET)
Kasım, Günaydoğuyu ziyaret için çok uygun bir seçim imiş. Hava ne soğuk ne sıcak; pek güzel.
İlk durak Gaziantep. Daha önceki gidişimizde Kurban bayramı idi ve yemek yiyebileceğimiz hemen her yer kapalı idi. O yüzden o ziyaretimizi saymıyorum. Bu gidişimizde ise Antep'te yaşamadığıma çok memnun oldum. Zira aksi takdirde kapılardan sığmazmışım. Nasıl leziz bir gelenek..
Özellikle İmam Çağdaş'ı anmak isterim. Gaziantep mutfağını fevkalade temsil ediyor. O simit kebabı, o Ali nazik, o patlıcanlı öyle mi güzel olur!..
Gaziantep esnafı çok efendi. Size müşteri gibi değil, misafir gibi muamele ediyor. İlla da satmaya çalışmıyor. Mesela son gün kahvaltımızı katmer ile yapmak istedik. Dört yetişkin, bir çocuk dörtbuçuk porsiyon istedik. Usta '' ben üç tane vereyim, yetmezse devam ederiz'' dedi. Gerçekten de porsiyonlar büyüktü ve üç tane ile doyduk. Böylece sonunda katmer ile tanışmış oldum ve çok memnun oldum.
Eski camilerde çok hoş bir detay dikkatimi çekti. Minarelerin taş oymaları arasında tabak şeklinde renkli seramikler uygulamışlar. Çok yakışmış.
Müzesi bölgedeki en büyük ikinci müze imiş. Mozaiklerle dolu. Eski insanların çok mu vakti varmış?
Urfa'da Halilürrahman dergahını ziyaret ettik. Cuma namazını Mevli-i İbrahim camiinde kıldık. Hz. İbrahim'in doğduğu mağarayı, ateşe atıldığı mancınıkların yerini, ilk düştüğü ve ateşin suya dönüştüğü yeri gördük. Büyük bir yeşil alan ortasında yer alıyor. Muhteşem bir kayalığa sırtını vermiş.
Aziz ve mualla Üstadımızın yıkılmış mezarını gördüm. Kader-i İlahi onun vasiyetini nasıl da zalim eliyle gerçekleştirmiş!..
Kaleye merdivenle çıkıp, dağın içinden döne döne taş merdivenlerden, tünelden inebilirsiniz.
Gölün kenarında yürürken balıklar yanınız sıra yüzerek size eşlik ediyor. Evcil hayvanınızı gezdirir gibi hissediyorsunuz. Yem verdiğinizde balıklar adeta birbirinin üstüne çıkıyorlar.
Ve rehber çocuklar.. O çok sevdiğim doğulu şivesi ile ''Abey, tarihini anlatiim mi?..'' diye etrafınızı sarıveriyorlar. Bozuk param elverdiği kadar anlattırıyorum. Kitaptan okur gibi rutin bir ses tonu ile anlatıyorlar; bayılıyorum. Valilik ve emniyet bu çocuklara ingilizce kursu veriyormuş. Merakımdan biraz da ingilizce anlattırıyorum. Kürt aksanı ile ingilizceye doyum olmuyor.
Bir yazı dikkatimi çekiyor: Halilürrahman taziye evi...Bu da ne demek şimdi? Öğreniyorum ki buralara ait bir gelenek. Cenazesi olanlar taziyeleri buralarada kabul ediyorlarmış; ilginç!..
Ve dönüş Adana havaalanından. Beni uçakta görenler, ilk kez uçtuğumu sanabilir. Öylesine bir coşku..Oysa yirmi yıldır aralıklarla uçuyorum. Ama Allah'ın rahmet eserlerini bir de yukarıdan görmek, bitmeyen bir heyecan. Zekeriya Bey bir centilmen olduğu için her defasında cam kenarını bana ikram ediyordu. Ama bu sefer de kendisi rahat resim çekemiyor, mahrum oluyordu. Buna da formül bulduk. Check in yaparken yerlerimizi arka arkaya alıyoruz. Böylece ikimiz de cam kenarında oturabiliyoruz.
Bilahere Osmaniye'ye yaptığımız sıla-i rahim ziyaretini fotoğrafçımız,duygusalımız bloğunda anlatmış.
Kasım, Günaydoğuyu ziyaret için çok uygun bir seçim imiş. Hava ne soğuk ne sıcak; pek güzel.
İlk durak Gaziantep. Daha önceki gidişimizde Kurban bayramı idi ve yemek yiyebileceğimiz hemen her yer kapalı idi. O yüzden o ziyaretimizi saymıyorum. Bu gidişimizde ise Antep'te yaşamadığıma çok memnun oldum. Zira aksi takdirde kapılardan sığmazmışım. Nasıl leziz bir gelenek..
Özellikle İmam Çağdaş'ı anmak isterim. Gaziantep mutfağını fevkalade temsil ediyor. O simit kebabı, o Ali nazik, o patlıcanlı öyle mi güzel olur!..
Gaziantep esnafı çok efendi. Size müşteri gibi değil, misafir gibi muamele ediyor. İlla da satmaya çalışmıyor. Mesela son gün kahvaltımızı katmer ile yapmak istedik. Dört yetişkin, bir çocuk dörtbuçuk porsiyon istedik. Usta '' ben üç tane vereyim, yetmezse devam ederiz'' dedi. Gerçekten de porsiyonlar büyüktü ve üç tane ile doyduk. Böylece sonunda katmer ile tanışmış oldum ve çok memnun oldum.
Eski camilerde çok hoş bir detay dikkatimi çekti. Minarelerin taş oymaları arasında tabak şeklinde renkli seramikler uygulamışlar. Çok yakışmış.
Müzesi bölgedeki en büyük ikinci müze imiş. Mozaiklerle dolu. Eski insanların çok mu vakti varmış?
Urfa'da Halilürrahman dergahını ziyaret ettik. Cuma namazını Mevli-i İbrahim camiinde kıldık. Hz. İbrahim'in doğduğu mağarayı, ateşe atıldığı mancınıkların yerini, ilk düştüğü ve ateşin suya dönüştüğü yeri gördük. Büyük bir yeşil alan ortasında yer alıyor. Muhteşem bir kayalığa sırtını vermiş.
Aziz ve mualla Üstadımızın yıkılmış mezarını gördüm. Kader-i İlahi onun vasiyetini nasıl da zalim eliyle gerçekleştirmiş!..
Kaleye merdivenle çıkıp, dağın içinden döne döne taş merdivenlerden, tünelden inebilirsiniz.
Gölün kenarında yürürken balıklar yanınız sıra yüzerek size eşlik ediyor. Evcil hayvanınızı gezdirir gibi hissediyorsunuz. Yem verdiğinizde balıklar adeta birbirinin üstüne çıkıyorlar.
Ve rehber çocuklar.. O çok sevdiğim doğulu şivesi ile ''Abey, tarihini anlatiim mi?..'' diye etrafınızı sarıveriyorlar. Bozuk param elverdiği kadar anlattırıyorum. Kitaptan okur gibi rutin bir ses tonu ile anlatıyorlar; bayılıyorum. Valilik ve emniyet bu çocuklara ingilizce kursu veriyormuş. Merakımdan biraz da ingilizce anlattırıyorum. Kürt aksanı ile ingilizceye doyum olmuyor.
Bir yazı dikkatimi çekiyor: Halilürrahman taziye evi...Bu da ne demek şimdi? Öğreniyorum ki buralara ait bir gelenek. Cenazesi olanlar taziyeleri buralarada kabul ediyorlarmış; ilginç!..
Ve dönüş Adana havaalanından. Beni uçakta görenler, ilk kez uçtuğumu sanabilir. Öylesine bir coşku..Oysa yirmi yıldır aralıklarla uçuyorum. Ama Allah'ın rahmet eserlerini bir de yukarıdan görmek, bitmeyen bir heyecan. Zekeriya Bey bir centilmen olduğu için her defasında cam kenarını bana ikram ediyordu. Ama bu sefer de kendisi rahat resim çekemiyor, mahrum oluyordu. Buna da formül bulduk. Check in yaparken yerlerimizi arka arkaya alıyoruz. Böylece ikimiz de cam kenarında oturabiliyoruz.
Bilahere Osmaniye'ye yaptığımız sıla-i rahim ziyaretini fotoğrafçımız,duygusalımız bloğunda anlatmış.
G.ANTEP MÜZESİNDEN 1 2
3
4
KURUTLMUŞ SEBZELER
BİREBİR ÖRNEĞİ HALEPTE BULUNAN G.ANTEP KALESİNDEN
KALE PENCERSİNDEN(!) YAKINDAKİ,MİNARESİ TABAKLI BİR CAMİ
KALEDEN BİR TARİHİ GÖRÜNTÜ.. (DEĞİL TABİİ,YAZARINIZ)
URFADAYIZ..MEVLİD-İ İBRAHİM CAMİİ
URFA KALESİNDE,HZ.İBRAHİMİN ATEŞE ATILDIĞI MANCINIĞIN YERİNE YAPILMIŞ TARİHİ SÜTUNLAR.YANİ ÇOĞUNUN ZANNETTİĞİ GİBİ BU SÜTUNLAR MANCINIĞIN AYAKLARI DEĞİL.
HZ.İBRAHİMİN SELAMETİNİN NETİCESİ..SU VE YEŞİLLİKLER
KALEDEN İNİŞ Mİ OLUR(OLURMUŞ DEMEK..)
MAKAM-I İBRAHİM(DOĞDUĞU RİVAYET EDİLEN MAĞARA
MAKAM-I ÜSTAD BEDİÜZZAMAN(MALUM TECELLİ..BKZ.www.bizimekip.blogcu.com/Ateş Böceği)
Etiketler: Seyahat, SILA;GURBET;, Tarih, tefekkür, Tefekkür.., temaşa keyfi, yemek
1 Yorum:
Muhterem, benim fazla özet yazım sizi harekete geçirmiş. Geçirmiş de ne iyi olmuş. Artık böyle..
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa