YETİM-ÜL ULEMA VE ASRIN SAHİBİ
''Yetim-ül Ulema''tabirini İsmail Lütfü Çakan'dan duydum (Dost TV, Hadis dersleri)
Yetim-ül ulemâ..
Yâni ulemâsız kalmış millet.. Asıl yetimlik budur, dedi Hoca haklı olarak.Babasız çocuklar gibi hâmisiz, sıkıntıda, tehlikelere açık milletler..
Ben de kendi kendime sordum:Acaba ilim öğrenmek, herbirimiz için ne kadar öncelikli? (ilimden,din ilimlerini ve âlim deyince de din âlimlerini kastediyorum )En asgarisinden, her mü'mine farz olduğu bildirilen miktardaki ilmi,haram ve helalleri doğru dürüst biliyor muyuz?Allah-ü âlem, sayıları hiç de çok olmayan gerçek âlimler şu toplumda ne kadar îtibar görüyor,dahası görüldüklerinde tanınabiliyor, teşhis edilebiliyorlar mı?Çocuklarımızın âlim olabilmesi,kaçımızın hayâlini süslüyor? Mevcut eğitim sistemi içinde böylesine bir hayâlin kurulabilme şansı ne kadar?
Hoca anlattı; Bir zamanlar, bir yerde hadis dersi olduğunda, dersi, hocaya yakın bir yerden dinlemek isteyenler, bir gün öncesinin ikindisinden camiye gidip,geceyi de orada geçirirlermiş. İlme öylesine bir rağbet..
Bugün de geceden sıraya girilen kuyruklar var ama kuyruğun ucunda çok başka şeyler oluyor...Yine o zamanlar bir yere yetişmek için, kestirmeleri kullanarak, hızlı hızlı giden bir genç görülse, mutlaka hadis öğrencisidir, diye hükmedilirmiş. .''Gençliğim eyvah!...''
İşte cehaletin diz boyu olduğu böyle bir zamanda, ihtiyacımızın şiddetinden, bize merhametinden Risale-i Nurları bu zamanda ihsan etmiş Rabbimiz. Öyle ki bir sene ciddiyetle tahkikî olarak okuyan, zamanın önemli bir âlimi olabilir,diyor asrın sahibi..
Yetim-ül ulemâ..
Yâni ulemâsız kalmış millet.. Asıl yetimlik budur, dedi Hoca haklı olarak.Babasız çocuklar gibi hâmisiz, sıkıntıda, tehlikelere açık milletler..
Ben de kendi kendime sordum:Acaba ilim öğrenmek, herbirimiz için ne kadar öncelikli? (ilimden,din ilimlerini ve âlim deyince de din âlimlerini kastediyorum )En asgarisinden, her mü'mine farz olduğu bildirilen miktardaki ilmi,haram ve helalleri doğru dürüst biliyor muyuz?Allah-ü âlem, sayıları hiç de çok olmayan gerçek âlimler şu toplumda ne kadar îtibar görüyor,dahası görüldüklerinde tanınabiliyor, teşhis edilebiliyorlar mı?Çocuklarımızın âlim olabilmesi,kaçımızın hayâlini süslüyor? Mevcut eğitim sistemi içinde böylesine bir hayâlin kurulabilme şansı ne kadar?
Hoca anlattı; Bir zamanlar, bir yerde hadis dersi olduğunda, dersi, hocaya yakın bir yerden dinlemek isteyenler, bir gün öncesinin ikindisinden camiye gidip,geceyi de orada geçirirlermiş. İlme öylesine bir rağbet..
Bugün de geceden sıraya girilen kuyruklar var ama kuyruğun ucunda çok başka şeyler oluyor...Yine o zamanlar bir yere yetişmek için, kestirmeleri kullanarak, hızlı hızlı giden bir genç görülse, mutlaka hadis öğrencisidir, diye hükmedilirmiş. .''Gençliğim eyvah!...''
İşte cehaletin diz boyu olduğu böyle bir zamanda, ihtiyacımızın şiddetinden, bize merhametinden Risale-i Nurları bu zamanda ihsan etmiş Rabbimiz. Öyle ki bir sene ciddiyetle tahkikî olarak okuyan, zamanın önemli bir âlimi olabilir,diyor asrın sahibi..
''Eski zamanda, büyük zâtlar demişler ki: ’Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek.'' Ben istiyorum ki, ben o olsam, belki o adamım..(HAŞİYE: Zaman ispat etti ki, o adam, adam değil, Risale-i Nur’dur. Belki ehl-i keşif Risale-i Nuru ehemmiyetsiz olan tercümanı ve nâşiri sûretinde keşiflerinde müşahede etmişler, "bir adam" demişler. ) Şualar:152
''Evet, zorlukla beraber kolaylık vardır'' İnşirâh:6
''Evet, zorlukla beraber kolaylık vardır'' İnşirâh:6
Van Gölü,gurub vakti,fakat Erek Dağından Ay doğuyor..öndeki karaltı,vazifesini yapmış,Horhor Medresesini bağrında saklayan,Van Kalesi..
Etiketler: Toplum
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa