Pazar, Şubat 04, 2007

ŞEAİR



Mescid-i Nebevide,Bir iftar anı


Şeâirin hafife alınması veya tağyiri; geçmiş ve gelecek zamanları da içine alacak şekilde Âlem-i İslâmı ilgilendiren bir mesele olduğu için, günahı, şahsi günahların önüne geçebilir. Tıpkı şeâirin korunması şahsî farzlardan önemli olduğu gibi.

Şeâirin terki, kalbin takvasını yitirmesinden ve vicdan-ı umuminin bozulmasından haber verir. İşte delillerim:


''İşte bunlar Allah’ın açıkladığı hükümlerdir. Kim Allah’ın belirlediği nişanlara(şeâire) saygı gösterirse, hiç şüphesiz ki bu kalplerin takvâsındandır. ''( Hacc:32)

''Herbir şeâir bir hoca-i dânâdır(âlim, bilgili); ruh-u İslâmı dâim enzâra ders veriyor. '' ( Sözler:672)

''Buna dair bir düstur-u hakikati beyan etmek lâzım. Şöyle ki:
Nasıl "hukuk-u şahsiye" ve bir nevi hukukullah sayılan "hukuk-u umumiye" namıyla iki nevi hukuk var. Öyle de, mesâil-i şer’iyede bir kısım mesâil, eşhâsa taallûk eder; bir kısım umuma, umumiyet itibarıyla taallûk eder ki, onlara "şeâir-i İslâmiye" tabir edilir. Bu şeâirin umuma taallûku cihetiyle, umum onda hissedardır. Umumun rızası olmazsa, onlara ilişmek, umumun hukukuna tecavüzdür. O şeâirin en cüz’îsi (sünnet kabilinden bir meselesi) en büyük bir mesele hükmünde nazar-ı ehemmiyettedir. Doğrudan doğruya umum Âlem-i İslâma taallûk ettiği gibi, Asr-ı Saadetten şimdiye kadar bütün eâzım-ı İslâmın bağlandığı o nuranî zincirleri koparmaya, tahrip ve tahrif etmeye çalışanlar ve yardım edenler, düşünsünler ki, ne kadar dehşetli bir hataya düşüyorlar. Ve zerre miktar şuurları varsa titresinler!'' ( Mektubat: 385)

''Sünnet-i Seniyyenin içinde en mühimi, İslâmiyet alâmetleri olan ve şeâire de taallûk eden sünnetlerdir. Şeâir, adeta hukuk-u umumiye nev’inden, cemiyete ait bir ubudiyettir. Birisinin yapmasıyla o cemiyet umumen istifade ettiği gibi, onun terkiyle de umum cemaat mes’ul olur. Bu nevi şeâire riyâ giremez ve ilân edilir. Nafile nev’inden de olsa, şahsî farzlardan daha ehemmiyetlidir.'' ( Lem'alar:58)

''Bilirsiniz ki, ebedî düşmanlarınız ve zıtlarınız ve hasımlarınız İslâmın şeâirini tahrip ediyorlar. Öyleyse, zarurî vazifeniz, şeâiri ihyâ ve muhafaza etmektir. Yoksa, şuursuz olarak şuurlu düşmana yardımdır. '' (Mesnevi-i Nuriye: 87)

''..şeâirler kırılmasıyla, bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumîyi..'' ( Kastamonu Lahikası: 28)

Elimizi vicdanımıza koyup bir güzel ve yeni baştan düşünsek... diyorum.

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa