KİME LAZIM?
Kadife yapraklı, muzip gülüşlü, rengârenk hercâi menekşe veya,yol kenarlarının neş'esi kırmızı gelincikleri seyretmek, çiçeklerin efendisi gülü koklamak kime lâzım bize mi çiçeğe mi?.. Cemâl zatında sevilir.
Ak Deniz..Ant.dan Kemere Doğru
Üzerinde ışıktan çizgiler ve yanıp sönen yakamozları veya huzur veren bir sükun ile uzanıp giden mavi denizlere, yada haşmetle uzanan sıradağlara,engin ufuklara,gözlerinle, duygularınla, tüm varlığınla dalmak, yüzmek,gezmek..
Üzerinde ışıktan çizgiler ve yanıp sönen yakamozları veya huzur veren bir sükun ile uzanıp giden mavi denizlere, yada haşmetle uzanan sıradağlara,engin ufuklara,gözlerinle, duygularınla, tüm varlığınla dalmak, yüzmek,gezmek..
kime lâzım,bize mi,dağa- denize mi?
Kendini güneşe tutmak, ısınmak, aydınlanmak güneşe mi lâzım bize mi?... Kemâl zatında sevilir.
Şimdi;
Zâten ismet sıfatı ile muttasıf,
Bütün diğer âlemler gibi cennet de kendisi için yaratılmış,
Âlemler Rabbi yanında en sevimli ve sevgili,
Duâsı makbul,
Kendisi rahmete âyine,
Ahlakı Kur'ân ile tanımlanmış, hayatı Kur'ân'ın tefsiri,
Tek başına ubudiyeti, ulûhiyet dairesine mukabil gelen,
İnsanların en seçkinlerinin seçkini,
Yüzü suyu hürmetine; duâların kabul gördüğü, çözümsüz işlerin çözüldüğü, Yağmurun yağdırıldığı,imanla dünyadan ayrılmak arzusuna erildiği
Çok şefkatli, ümmetine çok düşkün,
Sevgili Peygamberimiz Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) salavât getirmeye kimin ihtiyacı var?
''Seni bütün mevcudiyetimle tasdik ediyorum Yâ Resullulah
Risalet vazifeni bîhakkın edâ ettiğine şehâdet ediyorum Yâ Resulullah
Rabbinden getirdiğin herşey haktır, baş göz üstüne kabul ediyorum Yâ Resulullah
Ümmetinden olmaktır emelim, kabul buyur Yâ Resulullah
Sen herşeyin , duaların da en güzeline lâyıksın Yâ Resulullah
Şerefimizsin, ümidimizsin, sevincimizsin, gözaydınlığımızsın Yâ Resulullah
Ben de buradayım, sünnetine ittiba gayretindeyim, beni de gör yâ Resulullah''
Demek olan salavâtı çok getirmeli ki o çok ihtiyacımız olan ve olacak şefaatine liyâkatimizi gösterelim.
Peki;
Bütün kâinat muhabbetiyle halkolmuş,
Biz günahkâr kullarını affetmek için türlü vesileler yaratan,
Cennette bir dakika rü’yet-i cemâl-i İlâhî, bütün Cennet lezâizine fâik olan,
Bütün kâinat Onun muhabbetiyle mest ve sergerdan olan,
Dünyada nihayetsiz ikrâmından, ihsânından başka;
''Cennet gibi, senin bütün arzularına câmi’ bir meskeni, senin cismânî hevesâtına ihzâr eden,Ve sâir esmâsıyla senin ruhun, kalbin, sırrın, aklın ve sâir letâifin arzularını tatmin edecek ebedî ihsanâtını o Cennette sana müheyyâ eden,Ve her bir isminde mânevî çok hazîne-i ihsan ve kerem bulunan bir Mahbub-u Ezelî ki bir zerre muhabbeti kâinata bedel'' olabilen,
Kâinat ise Onun bir cüz’î tecellî-i muhabbetine bedel olamayan Rabbi Rahimimizi tanımak ve kendimizi tanıtmak, sevmek ve kendimizi Ona sevdirmek kime lazım?
Ne duâmız, ne ibadetimiz hiçbirşeye ihtiyacı olmayan, Zât-ı Ehâd-i Samed'e mi(hâşâ), yoksa biz âciz-i mutlak, fakir-i mutlak kullara mı?
Kendini güneşe tutmak, ısınmak, aydınlanmak güneşe mi lâzım bize mi?... Kemâl zatında sevilir.
Şimdi;
Zâten ismet sıfatı ile muttasıf,
Bütün diğer âlemler gibi cennet de kendisi için yaratılmış,
Âlemler Rabbi yanında en sevimli ve sevgili,
Duâsı makbul,
Kendisi rahmete âyine,
Ahlakı Kur'ân ile tanımlanmış, hayatı Kur'ân'ın tefsiri,
Tek başına ubudiyeti, ulûhiyet dairesine mukabil gelen,
İnsanların en seçkinlerinin seçkini,
Yüzü suyu hürmetine; duâların kabul gördüğü, çözümsüz işlerin çözüldüğü, Yağmurun yağdırıldığı,imanla dünyadan ayrılmak arzusuna erildiği
Çok şefkatli, ümmetine çok düşkün,
Sevgili Peygamberimiz Efendimiz Muhammed'e (a.s.m.) salavât getirmeye kimin ihtiyacı var?
''Seni bütün mevcudiyetimle tasdik ediyorum Yâ Resullulah
Risalet vazifeni bîhakkın edâ ettiğine şehâdet ediyorum Yâ Resulullah
Rabbinden getirdiğin herşey haktır, baş göz üstüne kabul ediyorum Yâ Resulullah
Ümmetinden olmaktır emelim, kabul buyur Yâ Resulullah
Sen herşeyin , duaların da en güzeline lâyıksın Yâ Resulullah
Şerefimizsin, ümidimizsin, sevincimizsin, gözaydınlığımızsın Yâ Resulullah
Ben de buradayım, sünnetine ittiba gayretindeyim, beni de gör yâ Resulullah''
Demek olan salavâtı çok getirmeli ki o çok ihtiyacımız olan ve olacak şefaatine liyâkatimizi gösterelim.
Peki;
Bütün kâinat muhabbetiyle halkolmuş,
Biz günahkâr kullarını affetmek için türlü vesileler yaratan,
Cennette bir dakika rü’yet-i cemâl-i İlâhî, bütün Cennet lezâizine fâik olan,
Bütün kâinat Onun muhabbetiyle mest ve sergerdan olan,
Dünyada nihayetsiz ikrâmından, ihsânından başka;
''Cennet gibi, senin bütün arzularına câmi’ bir meskeni, senin cismânî hevesâtına ihzâr eden,Ve sâir esmâsıyla senin ruhun, kalbin, sırrın, aklın ve sâir letâifin arzularını tatmin edecek ebedî ihsanâtını o Cennette sana müheyyâ eden,Ve her bir isminde mânevî çok hazîne-i ihsan ve kerem bulunan bir Mahbub-u Ezelî ki bir zerre muhabbeti kâinata bedel'' olabilen,
Kâinat ise Onun bir cüz’î tecellî-i muhabbetine bedel olamayan Rabbi Rahimimizi tanımak ve kendimizi tanıtmak, sevmek ve kendimizi Ona sevdirmek kime lazım?
Ne duâmız, ne ibadetimiz hiçbirşeye ihtiyacı olmayan, Zât-ı Ehâd-i Samed'e mi(hâşâ), yoksa biz âciz-i mutlak, fakir-i mutlak kullara mı?
Etiketler: Tefekkür.., temaşa keyfi, Ubudiyet
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa