Perşembe, Mart 20, 2008

ESKİ GÜNLER(ERZURUM)

Efendim,fakiri tanıyanlar bilir ama,epeyce meşhur(!)olsak ta,sanal alemde herkes te tanımaz.
Orta okul-Liseyi İzmitte okudum.Tıp fakültesini Erzurumda bitirdim.Ayrıca,Pratisyenlikteki mecburi hizmetimi Iğdır'da yaptıktan sonra,FTR ihtisasını da Erzurumda,mezun olduğum fakültede tamamlayıp,tekrar batıya gittim.Hızımız alamayıp,Trakyada ancak durabildik..az kalsın Avrupaya doğru gidiyorduk ki,Kırklarelinde 3,5 yıl çalıştıktan sonra Çorlu'da karar kıldık.
19-23 Mart tarihlerinde,Anadolu Romatoloji Günleri için Erzurum'dayız..Eski günler başlığı öğrencilik ve asistanlık yıllarını yadetmek üzere atıldı anlayacağınız.
*******************************************************
Erzurum'un bizim hayatımızda ayrı bir yeri var.Ömrümün maddi manevi,en verimli yılları orada geçti.Her ne kadar''Dad-ı Hak,ra kabiliyet,şart-ı nist''(Allah Vergisi-şeyler-kabiliyet ve şartlarla kayıtlı değil..) ise de,kabiliyet,liyakat ve dahi kapasitemize göre,çok şükür, çok verimsiz de geçmemiş.Ki Orada Dr.olduk..Orada uzman olduk..Orda ilk defa ve 2.defa baba oldum.(3.ve sonuncusu Kırklareli'nde oldu)Acı tatlı hatırasıyla 10 seneden fazla bir ömür geçti.
Size de son seyahatimizden bu kesitler düştü.Afiyet olsun.

Kaldığımız otelin penceresinden,Palandöken'in görünüşü..zirve,Ejder Tepesi diye bilinir.ve TV kulesi sol tarafta seçiliyor. Bu da,yukarıdan,aşağıya doğru bir bakış..vadinin sonunda seçilen,daha doğrusu pek te seçilmeyen evler,Erzurumun yeni yerleşim bölgesi..yenişehir,yıldızkent v.s

Bu da,Ejder tepesinden,Palandökenin arkaları''bu dağların da arkasını bilmeyiz..!'' (dikkat! 2 yazı öncesine gönderme var)

Bu da yine zirveden etrafa bir bakış..kaymak kadar, dağların ufuk çizgisine kadar uzandığı bu manzaraları seyretmek te,ayrı bir zevk veriyor bana.Allah'ın mülkünde küçücük bir mekan olan Dünya'da bile insanın ne kadar da küçük kaldığını hissediyorum.Bu acziyet ve ürperti daha da artırıyor heyecan ve hazzı..
Bu da,uzun ve muntazam Güney pistinin başlangıcı..bazan karşı dağları seyrederek,bazan da,hiç durmadan çılgın bir süratle,4-5 km.durmadan kaymak..''bal-kaymak ''gibi bir tad..ne bileyim,fazla tasvir edemiyorum da,bilenler anlar..
Bu da,seyretmesi bile insanı ürküten,palandökenin en dik pistlerinin yer aldığı kuzey pisti..ejderden aşağı..bir de rüzgar cilalamış..adrenalini maximuma çıkartan bir durum..fazla düşünürsen kaymaktan vazgeçebilirsin!gençliğimde kafam bu yamaçlarda yarılmıştı..neyse bu sefer yarılmadı..(herhalde kafam kalınlaşmış!)
Bu da,cilalı pistlerin aşağıları.sağdaki yamaçlar çok güneş aldığından kar'ının erimiş olması sizi yanıltmasın,pistler gayet kaliteli.Bu pistlerde Haziran ayında kaydığımızı hatırlıyorum.
Bu da,aynı pistlerin çıkşta,telesiyejden görünüşü..çıkışta temaşası ayrı bir zevk,inişte kayarak dönüşü ayrı bir keyif.Endorfin ve adrenalini de bedava..
Ya buna ne demeli..Allahtan,millet akıllı,buraya akın etmemişler..sol tarafa bakın..bir aceminin çarptığını,ya da birine çarptığınızı düşünün..en iyisi düşünmeyin..uçurum ve kayalık..zira güneyde kaldığı için kar da erimiş..
Ama,bu manzarayı görmek için de bu yollardan geçmek gerek..
Ejder tepesinde bu da fakirin pozu..fotoğraftaki ben olduğuma göre,başkaları da vardı az da olsa..

Bunu ben çektim!saatin ölçtüğüne göre,yükseklik 3102 metre..onu belgelemeye çalıştım.ki doğrudur..zaten şehir rakımı 2000 m.ye yakın.bu itibarla,dünyanın en yüksek,il merkezlerinden Erzurum.
Bu resim 2004te 29 mayısta çekilmişti tarafımızdan..tavfuka bakın ki,aşağıdaki resmi de bu sefer çektim..aşağı yukarı aynı açıdan olmuş..o yüzden peşpeşe koydum.

Palandöken kayak haritası..meraklısı,resme çift tıklayarak inceleyebilir.

Bu resim de 2004 ten kalma..bu sefer cağ kebabı yemedik mi..yedik elbet,dostların ikram ısrarını kıramayark!.niye eski resim koyduk?zira bu sefer akşam gittik kebapçıya da ondan..hem ne mahzuru var arkadaş,kebap resimde bayatlamıyor ki!

Ve meşhur çifte minareli medrese..bu resim yeni,önündeki kardan anlayabilirsiniz!eski resim olmasına rağmen onu koymadık..!

Etiketler: , , ,

Pazartesi, Mart 10, 2008

KIBRIS VE BAHAR

7-9 Mart,hafta sonunu Kıbrıs'ta geçirdik.İstemeyerek gitmeme rağmen,seyahat ve mesleki açıdan verimli geçti.

Daha önce de iki defa gitmiştim Kıbrıs'a.Birinde ''blogların yazarı''da beraber olmasına rağmen,bloglar olmadığı için, yazarı da yazmıyordu.Dolayısıyla, resimlerini de sizlere takdim etme vesilesi oluşmamıştı.Bu vesileyle,eski ve yeni resimlerden seçmeleri beraber göreceksiniz.

Özetle;daha önce Girne,Güzelyurt,Lefkoşa,Mağusa yı gezmiştik.Lakin çok uzak olduğu için,Dipkarpaz'a(haritada,Antakya istikametinde uzanan kol gibi yarım adaın en burnu..)gidememiştim.Bu seyahatte oraya odaklandık.Benim gibi tahtası eksik bir arkadaşı bulur-bulmaz,toplantı programındaki boşluklardan da istifadeyle,Pazar gününü bu işe ayırdık.Ve işte gördüklerimiz;
Dipkarpazda,meşhur Manastırdan,bir Ak Deniz manzarası..

Eh,sabahtan akşama aç gezdik desek bile inanmayacaksınız..yediklerimiz de paylaşalım(!) istedik.Ak Denizin en lezzetli balığı;Lagos şiş hazırlığı..

Burna yakın,Caretta caretta yuvalarından büyük kumsal..hava kapalı olduğu için,görüntü böyle oldu..kısmet!
Dönüşü,Mağusa üzerinden yaptık..Kiliseden camiye çevrilen,Lala Mustafa Paşa Camii.

Cami içinden,doğu yönündeki kubbe detayı..

Batı cephesindeki vitray..

Mağusada,camiye yakın Namık Kemalin kaldığı zindan..duvardaki yazı için,resme çift tıklayınız.


Burada bahar yeni gelirken,orda biraz ileri gitmişti..kaktüsün olgunlaşmak üzere olan meyveleri.Bizim Güney illerimizde de olup lezzetle yenir...

Bu da,otelin bahçesinde,büyük yaprakları solup kıvrılırken,''olgunlaşmanın güzelliği''ni ortasında sergileyen bir bahçe çiçeği dikkatimizi çekti,biz de onu çektik.. Bahar ve Tarih..tezat gibi görünse de,hayatın cilvesi..



Ve bu da,en güzelini,en hoş kokulusunu Kıbrısta görüp kokladığımız Yasmin..(2004 Haziran)
Bunlar da,Ak Deniz ikliminde,doğal yetişen,bizim bloglarda saksıda resimlerini görmüş olabileceğiniz,değişik renklerde siklamenler..Dipkarpazdan


Bu da,çocukluğumun hatıralarından; ilk bahar habercisi soğanlı bir bitki..Adana yöresinde ''Çiriş'' derdik.Kökünden,kitap dostu merhum babam,zamk gibi bişeyler yapar,kitap ciltlemede kullanırdı.Hayvanların bile yemediği bir bitkidir.

Ve çiçeği..

Bunlar;Kıbrıs'ın meşhurlarından..Kıbrıs Eşekleri..şimdilerde, Yılkı Atları gibi,Dipkarpazın burna yakın bölgelerinde,hür ve serbest ve yabani..yaşadıkları ortam ve manzara insanı kıskandırmıyor değil.. Biz yaklaşmak istedikçe,ne olur ne olmaz..bu insanoğluna güvenilmez,yeniden yük-mük koyar diye uzaklaşıyorlar..

Ve 48 saatlik hoş bir haftasonu tatili sonrası evimizdeyiz..''Elhamdülillahi haza min fazl-ı Rabbii..''(Rabbimin,lütuf ve ikramından olan bu durumdan dolayı,O'na hamd ve şükürler olsun)

Etiketler: , , ,

Salı, Mart 04, 2008

ULUDAĞDA 3 GÜN

((Meselâ, "kar"ı pek bâridâne ve tatsız telâkkî ederler. Halbuki, o bârid, tatsız perdesi altında o kadar hararetli gàyeler ve öyle şeker gibi tatlı neticeler vardır ki, tarif edilmez. SÖZLER 211))

28 şubattan itibaren 3 gün Uludağdaydık.(İki esprili Dr. arkadaş ve oğlum da beraber.Onlar da seyahatimizin ayrı güzellikleriydi..reklam olmasın diye isimlerini vermiyorum!)
Yukarıdaki veciz ifadelerdeki manaları tam tamına anlyamasam da,dağları,karları pek bir seviyorum.an be an değişen gökyüzü manzaralarını,güneşin karda,bulutlarda oluşturduğu değişik şekil ve silüetleri seyretmeye doyamıyorum.HEmniyet kaidelerini ihlal pahasına,ezilmemiş karda,tenha yamaçlarda kendi başına kar ve rüzgar sesini hissederek kaymaktan ayrı bir zevk ve heyecan duyuyorum.Helal dairesinde ihsan ettiği bu zevk ve nimetleri verene sonsuz hamd-ü senalar olsun diyorum.
Uzun lafa gerek yok..buyrun siz de seyredin diyorum..


Bilen bilir,bilmeyen de bizden duysun..burası,Tutyeli telesiyeji ile çıkarken sağda kalan vadi ki,aynı zamanda güzel bir pist.Zorluk derecesi de,yer yer mavi ve kırmızı,hatta son tarafları yeşil(kolay pist yani..)
Bu manzara ise,yukarıda tarife çalıştığımız vadiden yukarı bakınca gördüğüm ve sizinle de paylaşmak istediğim bir manzara.
Bu ise,solda Uludağın en yüksek noktası..sağa doğru maden telesiyejinin çıktığı tepe ve en sağda da,Kuşaklıkaya tepesi .
Bu da,Tutyeli'nden Bursa tarafına bir bakış..ki alt taraftaki koyurenkli bölge şehrin üstündeki kirli havaya işaret etmekte.
Bu da,bulut ve sisten her zaman görmek nasip olmayan Kuşaklıkaya zirvesinin arka yamaçları..

Hani bir yanık türkü vardır..Bu dağların arkasını bilirim..iflah olmam ben bu dertten ölürüm..diye başlar..bu da Uludağın arkası..(ben sadece resmini çektim,dağların arkasını da fazla bilmem.!.şimdilik ölümcül bir derdim de yok.Ama ecelden kurtuluş ta yok tabii)
Ve bu da, hava,su ve ateş gibi en latif varlıklarla,kudret kaleminin çizdiği,seyrine doyamadığım,an-be an değiştirdiği tablolardan,saniyenin binde 1 i kadar bir zamanda makinemize yansıyan kesiti..''Subhane men tahayyere fi sunihil ukuul.. [Sanatında akılların hayrete düştüğü Allah, her türlü kusur ve noksandan uzaktır.]Dedirtiyor insana..

Etiketler: ,