BİR SEYAHATİN HİSSETİRDİKLERİ (KORE 2)

Kore,hepimizin malumu;kuzey -güney savaşını,nato-komünist rejim svaşını yaşamış bir ülke..hem de yakın tarihte.2.dünya savaşının ardından.Biz de yardıma gitmişiz.Bu vesileyle,bizi seven sayılı dünya devletleri ve milletlerinden olmuşlar.Halen de,tanışınca sevinç ve memnuniyet ifade eden kadirşinas bir millet.Ama benim burda temas etmek etmek istediğim hissiyatım bunlar değil.
Osmanlının inkırazı ve Kurtuluş savaşından sonra savaş görmedik çok şükür.Allah göstermesin de.

Seulde,pek çok bulunan çok katlı bir binanın,33.katındaki lokantadan bir manzara

Dünyanın 4. büyük kulesi imiş..487 mlik Seoul Kulesi

Ama ne yapmışız bu dönemde?Koreden,yahut 2. dünya savaşında yakılıp yıkılan,oradan az önce gittiğim Japonyadan neyimiz eksik..?Ki,onlar kısa zamanda,dünyanın en gelişmiş,zengin ülkeleri arasında yer alırken,biz alçak sürünmeye devam ediyoruz??
Gezerken bunları düşündüm ister-istemez..Baktım,baktım da bir eksiğimizi bulamadım..bilakis fazlalalarımız vardı hep.
Adım başı sanat değeri bile olmayan heykellerimiz..bu heykellerin telkin ve temsil ettiği zihniyet..ve canla-başla,milletin bu hallerde kalması pahasına,adeta varlığının tek sebebi,varlığının en mühim gayesi,o zihniyeti korumak-kollamak gören,orantısız bir ordu..

Ve Kuleden bir şehir manzarası..yer yer,yeşillik adalarına,bina adalarına dikkat ediniz.Belediyecilik ve şehir plancılığının,yakınlarınıza rant sağlama değil,millet fayda sağlamaya yönelik gerici bir anlayış dikkat çekiyor..

Ne diyeyim,Allah fazlalıklarımızı eksiltsin..ki eksiklerimiz ziyadeleşsin.Maddi-manevi terakkimze mani olan,ahir zamanın bu en büyük fitnesinden,şerrinden askerimizi ve milletimizi kurtarsın.

YENİ BİR SEYAHAT..(KORE -1-)

Her zaman olduğu gibi,uçaktan çekilen resimlerle başlıyor yol ve yolculuk..ve yazı da..İstanbuldan kalkış gece idi..seyrettik..sonra,Türkiye saati ile 02 de perdeleri açtığımda,çok muhteşem bulut manzaraları vardı..ama,bütün uçak uyuduğu için,aralıktan ancak syeredebildim..ilk resim de,Seule iniş için alçalmaya başladığımız yerden..Kore sınırlarından,Sarı denizden önceki,normal denizde bir ada..

Bu,Ramada Seul,12.kat..odamdan görülen manzara..adet olduğu üzere,ekibin evde kalan yarısına karşı,konum bildirme görevi dahilinde çekilmiş resim..ama manzara sırf bina değil..buna da şükür..

Burda da,güvercinler aynı..saksağanlar da,aşağıda görüldüğü üzere,çocuklar da..masum ve güzel..fıtrat-ı islam üzere..ilerki zamanları için,birşey diyemeyecğim çocuklar hakkında..(hidayet temennisinden başka..)ama,vahdet delili olan mahluk kardeşler,biraz daha mı şanslı ne..daha bakımlı ortamlarda yaşıyorlar..şekilde görüldüğü üzere..Türkiyede,daha çok yollarda,trafik kalıntısıı temizleme görevi esnasında görüğümüz saksağanlar,bizim attığımız,badem-kuru üzümle idare ettiler..memnun değillerse,terketsinler..bizim gibi değiller ya..kanatları var,vatandaşlık mecburiyetleri de yok üstelik..

Tapınaklar..japonyayla aynı..yalnız burada biraz daha renkli işlemeler sanki..Buda efendi'nin aslında iyi niyetli ve ehl-i tevhid olduğunu sanıyorum..Ona tapanlara da ,Allahtan hidayet diliyorum..

Her ülkede olduğu gibi,Olimpiyat düzenleme,(Barcelona'da da öyle demiştiler..de..--Oraya blogspot tan öce gitmiştik--)88 Seul olimpiyatları da,buraya çok büyük maddi katkıda bulunmuş..trafikten altyapıya..kalıntıları bile hala işe yarıyo..işet olimpiyat parkı..arkadaşlar sayesinde,evden getirdikleri gerçek çayı burada içtik..yanındaki kuru üzüm,badem ve ananas kurusu da extra makbul ikramlardı..Kore gazilerinin,modern versiyonun temsilcilerine teşekkür ediyoruz..

Kargadan başka,saksağanı da tanıyoruz yani..onlar da bizi tanıdı sanki..

Olympic Parktan görüntüler..

Ve adı geçen Gaziler..Allah,Yar ve yardımcınız olsun..

BİR SEYAHATİN ARDINDAN (2)MARDİN

Midayatta,Konukevi,Konak..şu an gösterimi devam eden bir tv dizisi burada çekiliyormuş.rağbet bira da ondan

Mardin sokaklarından..sokak üstü ev..ya da,ev altı geçit..abbara

Erdoba Konaklarından birinin bir salonu..

Gezmekten yazmaya fırsatım olmadı.Beklettiğim için özür dilerim.(Bu durumda,ekipte yazıcının lüzumu tescillendi..eğer meçhul yorumu yazan kendileri değilse!)
Seyahatin 2.kısmı Mardin idi.Hasankeyfte,keyf etmeden hareket etttik.Ancak hava karardıktan sonra otelimize vasıl olduk.Bu arada otele gitmeden,görevliler otelde alkollü içki bulunmadığını,odanız dışında alkol alma imkanı olmadığını,illa da arzu eden varsa,otele gitmeden şahsen temin edip,odalarda ancak içilebileceğini söylediler.Sıkı bir yeşilaycı olarak şahsen çok memnun oldum.
Mardin'e gece vasıl olmakla beraber,''gece gerdanlık,gündüz mezarlık görünümü''nün 1.şıkkkını göremedik,giriş açısı itibariyle.
Ertesi gün,otelde,bilimsel toplantımızı tamamlayıp,filimsel kısmı ifa etmek için hareket ettik.
Erdoba konakları'ında mahalli menüden oluşan öğle yemeğini yedikten sonra manastır,medrese,cami ve müze ziyaretleri ihtiva eden turumuz devam etti.Ta pazar günü sabahtan çıkıp,yine şehir turuyla devam edip,Mardin hava alanından İstanbul'a vasıl olana kadar..
Yeni seyahatlerde buluşmak üzere.. Mardin'in ''Gerdanlık'' görüntüsü

Bu da,aynı açıdan ''gündüz Mezarlık'' tabir edilen görünüm

Şimdi okul olarak kullanılan eski bir binanın pencereleri

Rehber Çocukların ifadesiyle,Bediüzzaman efendimizin gençliğinde,Mardin alimlerinin dikkatini çekmek için,etrafında 7 defa bir yere tutnmadan döndüğü,Ulu Caminin Minaresi ve şerefesi.

Birkaç gün önce,güneyimizden gelen Kum fırtınasının sebep olduğu görüntü..Gündüz saat 15 00.Buralarda normal karşılanıyor da,bize değişik geldi bu kızıllık..

Bu renkli tozlar,göğün alt kısmındaki bulutları dahi boyadığının resmidir..yağmuru da,çamurlu olur elbet..yani çamur yağması uydurma değil.Hep rahmet gönderip,ibret için bazan çamur yağdırana,bulutların zerreleri adedince şükürler olsun..

Geçen seyahat dönüşü,batıdan dı..Tekirdağı havadan görüntülemiştik..bu da,Trakya yolunun başlangıcı..Mahmutbey gişeleri,ilerde sağda,Olimpiyat stadı..

Ve çöl tozundan azade,atılmış pamuk misali bulutlar..

BİR SEYAHATİN ARDINDAN (1)DİYARBEKİR..

Kaldığımız otelin terasınadan,şehir manzarası
Aziz dostlar,24-27 Mayıs tarihlerinde,yine bir gezideydik.Ama bu gezi,mesleki bir toplantıyla karışık olduğu için,ekibin ''yazıcı yarısı''nı maalesef götüremedik.Öyle olunca da,iş başa düştü.yani yazmak da bize kaldı.Okuyup-okumamak ta size..

24 Mayıs akşamı,20 15 uçağıyla ,Diyarbakıra yola çıktık.Geceyi orada geçirip,öğleye kadar mesleki-bilimsel toplantıların 1.kısmını hakkıyla ifa ettik.Organizasyon komitesi,Selim Amcanın Sofrasında bir yemeği hak ettiğimize kanaat getirmiş ki,(detaylara girmeyceğim)öğle yemeğini de orada eda eyleyerek,Hasankeyf'i su basmadan yetişmemiz için derhal hareket edildi.Ta ki hava kararmadan Hasankeyfi temaşa ve tesbit edelim.

Yine otel terasından bir manzara,arkada uzanan,çin seddinden sonra ayakta olan en uzun surlar

Netekim,Diyarbekiri gezmeden,Batman üzerinden Hasankeyf'e saat 16 00 civarında ulaştık.İnsanoğlu bugün de olduğu gibi,tarihte hemcinslerine çok çektirmiş.Bence bugünkinden daha az imiş ki,asli ihityaçlarını karşılayacak,korunaklı barınaklarla,bir tepecikte yahut mağaralara yerleşerek hayatlarını devam ettrimişler.Bugün ise,teknolojik imkanların şerre alet edilmesi ve,''kuvvetliyim,haklıyım..hakkımdır..''zihniyetiyle,zulüm ve tecavüzler,denizaşırı ve kıtalar arası yaşanmakta.. Klasik Hasankeyf manzarasını bir de biz görüntüledik.(resmin üzerine tıklayarak,daha detaylı görebilrisiniz)

Ve,burada da,yazıda bahsettiğim üzere,nehirden su alınarak korunaklı yere çıkan yol!