Cuma, Aralık 28, 2007

ÇİRKİN KEDİ ŞÜKRİYE

(Gezmeyince yazmıyoruz.Ama hergün gelen istatistiklerde,ortalama 10-15 vefalı okurun sayfayı ziyaret ettiğini görüyorum.Bu sadık dostlara,vefasızlık olmasın,hayatiyetimizden haberdar olsunlar diye,blogların popüler bayanı,şükriye hanımın fotoromanıyla seneyi kapatalım dedim.
Senenin hangi ayını başlangıç aldığınıza göre yılbaşı değişir malum.Ama yine de bu vesileyele,sade yeni yılınızın değil,her yeni günümüzün,bir öncekinden bereketli ve semeradar olmasını, yaşadığımız günlerin ve yıllarımızın,bir saadet-i ebediyeyi netice vermesini dilerim..)
Temmuz ayı ortalarında bir gün..blogların yazarı,kedisever ümm-ü hüreyre(kediciklerin annesi demek oluyor..bunu ben buldum!) işten eve geliyor..yolda mahallenin çocuklarının elinde miyavlayan bir kedi yavrusu görüp soruyor.
-hayırdır çocuklar,ne yapıyorsunuz?
-bu yavrunun annesi yok,biz de onu burdan uzak bir yere bırakmaya gidiyoruz..
-eh,madem annesi de yok,verin ben uzağa götüreyim..
ve çirkin kedi yavrusu ,böylece kapağı atıyor bizim eve.Kanaatkarlığı ve hemen mırmır(Ya Rahim..ya rahim)çekmeye başlamlarıı sebebiyle ŞÜKRİYE ismini hakediyorlar kendileri.
Ve artık pek bir yere gitmeye de niyetleri yok.Aslında bizim de göndermeye niyetimiz olduğu söylenemez zaten..
Süt içmekten bile aciz olarak geldiği 2007 ortalarından bu günlere,bir kediciğin resimli romanı bu yazı.En sonda göreceğiniz üzere,gelinlik güzel bir genç kedi oldu bizim çirkin yavru.Ee biz de az emek vermedik hani..(resim altları..)

Bir lokmacık bişeydi geldiğinde.mini minnacık.
Zayıf,çelimsiz,
ürkek,kepçe kulaklı ve çirkin..
her yavru kedi gibi meraklı..
ve gayretli,araştırmacı,karıştırmacı..
ve uykucu..
mevsime göre besledik..yerine göre dondurma bile verdik..
yemedik,yedirdik!
günün şartlrına göre,eğitim verdik..bilgisayarla haşir-neşir..20 parmak,hatta kuyruğuyla bile klavye kullanır.!.
Sportmendir,çeviktir,zekidir..ve en mühimi ahlaklıdır.(gerçekten..ne doping bilir ne şike)
prensip sahibidir..vakti gelince,nerde olursa olsun,uyur..

kültürlüdür,kitaplarla içli-dışlıdır..hatta össye bile çalışmışlığı var.
Güzellik başa bela..sanırım,üniversiteye gidemeden,martta evlenecek..
Karşı çıkarsak,evden kaçırırlar diye,iç güveysi değilse de,bahçe ve site güveyiliği şeklinde bir takım damat adayları var gibi..
bu kadar fotojenik ve fotoğrafla içiçe olunca,makinenin çantasında da poz verecek kadar esprili kızımız.!

Etiketler: ,

Çarşamba, Aralık 19, 2007

BAYRAM TEBRİĞİ


MUBAREK KURBAN BAYRAMINIZI TEBRİK EDER,HAYIRLARA BAŞLANGIÇ VE VESİLE OLMASINI DİLERİM. Z.GÜR

Etiketler: ,

Cumartesi, Aralık 01, 2007

ŞAİRANE BİR ŞÜKÜR


Nail olduğumuz nimetlere,ikram ve ihsanlara şükürden aciz olduğumuz,ve maalesef nakıs olduğumuz (şahsım için)aşikar.Şuna şükür ki;acz, kusur ve noksanımızın (gereğini yapmasak ta)farkındayız.

İlk defa üniversite yıllarında okuyup,zaman zaman zevk ve şevkle okuduğum,merhum Faruk Nafiz Çamlıbel'in şiirini bu manada,sizlerle de buradan paylaşmak istedim.


HAMD-U SENA

Ne var ki mevcûd ise âlemde, güzel, doğru, iyi;
Arayan fikri, bulan ruhu, seven sevgiliyi
Bize bahşetmiş olan Hazret-i Rahmân'a şükür.

O büyük Rabb'e şükürler ki, ayak bastığımız
Yeri halketti barınsın diyerek varlığımız;
Ve yer üstünde hayâlin cereyânınca uzun,

O büyük Rab ki, ışıklar yakıyor göklerde,
Lûtfunun feyzini, görsün diye insan yerde;
En büyük nîmete hamd, en küçük ihsâna şükür.

O büyük Rab ki, ufuklar boyu nîmetlerini,
Hüsn ü an, reng ü füsun, aşk ü cünûn mahşerini
Gayr-ı kâfi görerek sevdiği biz kullarına
Şimdiden vâdediyor başka bir âlem yarına;
Mâ-i Tesnîm'e şükür, Ravza-i Rıdvân'a şükür.

O ki, sedâsına yandıkça bütün mahlûkat,
Arş-ı Alâ'da Ezel kasrına çıkmış yedi kat,
Geriyor hüsn-i ilâhîsine atlas perde...
En güzel vuslatı tattırmak için mahşerde
Bize, gündüz gece, zehrettiği hicrâna şükür.

Etiketler: ,