BİZİM AKRABALARDAN..FIKRA GİBİ
Çok sevdiğim, çok çileli, çok muhterem bir yakınımız, sağlık sorunları artınca doktora gidiyor. Doktor soruyor:
-Şikayetin nedir teyze?
-'' Hâşâ'' diyor bizim mübarek.'' Rabbime karşı ne şikayetim olabilir?..Hiç bir şikayetim yok!..''
Bizde mübârek akraba çok. Bir başka teslimiyet örneği:
Yeni evli kızı hasta olunca babası , çok üzgün olan damadını teselli ediyor, (Allah-ü âlem hastalık ölümcül değil..)
'' Allah kızımı îmandan ayırmasın. Ölürse seni de kardeşlerden bir nur talebesi ile evlendiririz.''
Ölümle öylesine barışık, tevekkül had safhada..
Allahtan kızı babasını tanıyor da, ne demek istediğini biliyor ve onu çok seviyor.
Bu bana başka, latîf bir teselliyi hatırlatıyor;
Biz hacda iken, o zamanlar küçük bir çocuk olan ve bizi özleyip ağlayan kızımı arkadaşı teselli ediyor;
'' Üzülme, orada ölenler şehit hükmündeymiş...''
Bir başka yakınımız ( ''adamın biri'' yerine ikâme ediyorum),17 Ağustos depreminde Küçükyalı'da askerdi. Depremden hemen önce rüyasında kendisini ölmüş olarak görüyor. Deprem başlayıp herkes panik içinde kaçışırken, yatağında oturup, uyku sersemliği ile şöyle düşünüyor: '' Ben zaten ölüyüm, bana birşey olmaz!..''
Bir başka hanım yakınım, deprem başladığında, tekbir getirerek yataktan fırlayan kocasını teskin etmeye çalışıyor: '' Korkma korkma!..Deprem oluyor.''
Hazır cevaplarıyla meşhur bir akrabam henüz nişanlıyken,sevgililer günü bid'atı vesilesiyle hediye isteyen nişanlısına,''hayatım biz sevgili değiliz ki,nişanlıyız..''diye hayati bir espri yapmıştı..(Not;evlilik gayet güzel devam ediyor..ancak düğünden sonra böyle bir espri yaptığı görülmedi!)
Etiketler: Mizah