DELİL TOPLAMAK
Kuşlar gibiydik ve kuşlara karışmıştık...
Bu bahar Rabbimiz,diğer mevsimlerdekinden biraz daha fazla;Gezin..! Dedi,Lebbeyk dedik..düştük yollara.
Önce bulut dünyasına çıktık.Onsekizbin alemin kaçıncısı idi bilinmez ama başka bir alemdi,yerde yaşayan bizler için bir nevî gayb idi.
Bu dünyada her şey, bulutlardan yapılmıştı;dağlar,denizler,platolar,tarlalar..hep buluttan .Güneşin parlatması ile beyaz,hafif gri,yer yer mor.Öyle yoğun ki üzerinde gezilebilir sanki.Ve bütün bulut dünyası altımızda .Onbin metrenin üstüne tek bir bulut çıkmamış.Sema parlak mavi yani..Bulut dünyasının da ufku var.Ve güneş bu kez bulutlarda gurub etti,tahmin edin kaç renge boyayarak bulutları..,Sâni-i Ezelinin ,elinde çok boyalar olan delili olarak..
Havaalanında kimbilir nerelerden gelmiş bir genç,gözyaşlarına bulanmış,mutlu bir grup tarafından coşku ile karşılandı.
Günler öncesinden o akşam mehtapla buluşmayı ummuş,hesap etmiştim.Geç kalmayarak, âlemdeki dakik nizama delil oldu.Ondördüncü gecesinde güzeller güzeli ay,yanından hiç ayrılmayan yıldız arkadaşı ile Kayseriden Nevşehire bize eşlik etti.Bulutların arasından süzüle süzüle geliyordu.Otobüsün tam da benim oturduğum taraf penceresinden gözükmesi üzerimdeki İkrâm-ı İlâhiye delildi bence.Nevşehirde bir türlü içeri giremedik onu bırakıp.Zekeriya Beyin hayretle ifade ettiği gibi topraktan bir küre nasıl bu kadar parlayabiliyordu?!Bu hâli ile Nûra’n- Nûr ,Hâlika’n-nûr olan Allah’a delil idi.
Güneşin tulûundan önce icrâ-ı sanat etmeye başlayan kuş ilâhi korosunun kadrosu çok zengin,ilâhiler mükemmeldi.Kuşların konserinden de ,güneşin mayıs yeşili çimenlerin üzerine ağaçların gölgelerini türlü tablolar halinde uzatmasından da güzel olan,bütün bunların şükrünü kime yapacağını bilmek idi .Anladım ki dünyada Allah’a kul olmaktan daha büyük bir lezzet yok.Ve anladım bunu ifade edebilmek için elinde Cevşen gibi bir lisân olması ne demek..anladım;
Elime Cevşeni alarak kuşlara meydan okudum,hadi bakalım siz mi ben mi?..Hâşâ dediler,biz Cevşene ancak fon müziği yapabiliriz..
Rabbim lâtife yapar mı?Öteden beri,ayçiçeklerinin,penguenin şimdi de peri bacalarının yaratılışında tâbirde hata olmasın,bir nükte-i mukaddese olduğunu düşünürüm.Eğer Rabbim lâtife ediyorsa bu üçü delil olabilir.Kayalık kapadokyada virdim; Menevi-i Nuriyeden katrenin birinci bâbı idi.Ama daha çok okumam lâzım.Her bacaya bir kelime-i tevhid kondurdum.
Allah’ın yarattığı eserlerde renk uyumsuzluğu görünmüyor.Ama gökyüzünün mavisi ile bulutun beyazındaki uyum bir başka.Hiçbir zaman kanıksanmayan,her seferinde hayranlıkla baktıran mükemmel bir tenasüp.Dünyayı ne kadar seversem ahireti o kadar çok istiyorum.Bu duyguyu kendimde,haşre delil gördüm.
Ürgüp’ü delik deşik etmişler,sağlam yerini koymamışlar,hiç tekin değil! Burada büyüyen çocuklar ne biçim saklambaç oynamışlardır.Hiç bulunamıyanlar bile olabilir.(!)
Yer altı şehirlerini gezerken,bizi yeraltında yaşamak durumundaki mahlukattan biri olarak yaratmayan Rabbime şükrettim.
Şimdi ben ,bana bunları yaşatan Zekeriya Bey’e saadet-i ebediye duasına durmaz mıyım?(eşi ve çocukları ile birlikte tabii….her taraftan kazanıyorum..)
Etiketler: Seyahat, Tefekkür.., temaşa keyfi